
Dünyanın farklı cografyalarındaki ülkelerde köklü markalara ekonomik ve kültürel anlamda geçmiş gelecek bağını kuran bir değer olarak önem verildiğini ve korunduğunu görüyoruz.
Dünya genelinde ve Türkiye’deki markaların ömürleri gün geçtikçe kısalmakta, farklı araştırmalara göre bu süreler 10-20 yıl arasında görülmektedir. Markalarımızın uzun süreli varlığına temel teşkil eden ve bugüne taşıyan önemli özellikleri üzerine akademik alanda da yoğun çalışmalar yapılmaktadır .
Marka Mirası bir markanın sadece tarihini/geçmişini değil, geçmiş - bugün ve gelecek bağlamını ifade etmekte olduğundan, ülkeye ve kuruma ait değerlerin yerinde ve içerikleriyle korunup sürdürülmesi konularının bütünsel bir yaklaşım ve ivedilikle tanımlanması bir zorunluluktur.
İklim ve doğa dönüşüyor, ekonomik sistemler de aynı şekilde. Bu dönüşümün içinde markaların ve işletmelerin uzun ömürlü olması için öncelikle ülkemizde nasıl bir ekosisteme, ne gibi koşullara ihtiyacımız olduğunu tesbit etmeliyiz.İşletmelerin, markaların devamlılığı ülkelerin genel kapasitesi ile yakından ilgili olduğundan, ülkemizi değerlendirdiğimizde bu devamlılığı destekleyen güçlü taraflarımızı veya kesintiye uğratan zayıf, geliştirilmesi gereken yönlerimizi hızlıca ortaya çıkarmalıyız.
Öte yandan girişimcilik konusu tüm dünyada ve ülkemizde önemli görülüyor. Son dönemde kamusal / kurumsal girişimcilik, kurum içi bireysel-digital girişimcilik kavramları ülkemizin de gündeminde. Tüm dünyadaki dinamik değişimlere ve kamusal/kurumsal girişimcilik kavramlarına yönetimlerimizin ve köklü markalarımızın yaklaşımlarına, yeni bir bakış açısıyla rehberlik etmeliyiz.
Ülkemizin somut ve somut olmayan sosyo-ekonomik ve kültürel mirasına katkı sunan, güncel yaşamın tam da merkezinden gelerek, geçmişin kesintisiz tecrübeleriyle tüm global ve konjoktürel risklere, zorluklara rağmen faaliyetlerini sürdüren birçok köklü markamız mevcuttur. Özellikle Avrupa bölgesinde olmak üzere tüm dünyada, ülkeler köklü kurumlarına ait hakların satış, patent tescil ve lisans transferleriyle ülkeleri dışına taşınmalarının önlenmesi amacıyla yasalar oluşturarak önlemler almaktadırlar.
Tüm bu gereklilikler nedeniyle akreditasyon ve kanıta dayalı belgeleriyle milli envanterimizde bulunan, gerek Ulusal Ticaret ve Sanayi odalarımıza gerekse Yüzyıllık Markalar Derneğine kayıt olmuş /olacak üye / potansiyel üye, köklü kurum ve markalarımızın ; STK ve devlet işbirliği anlayışıyla tek elden korunması önceliğimiz olmalıdır. Markaların faaliyet merkezlerinin ve değerlerinin ülkemiz sosyo-ekonomik envanteri altında korunarak, katma değerlerimize katkı sunma ve uluslararası değerler oluşturabilmek adına, gerekli tüzük – kararaname ve yasalar çerçevesinde korunma önlemlerinin ivedilikle alınabilmesi hususu, ülkemizin yüksek menfaatleri çerçevesinde değerlendirilerek konu İlgili ve Değerli kamu erk ve yöneticilerinin bilgi ve tensiplerine sunulmuştur.
Yüzyıllık Markalar Derneği bu alanlara hizmet ederek markaların mirası, değerleri, arşivleri ve akreditasyon süreçleri ile ilgili faaliyetlerini sürdürmektedir.
Marka mirasını ülkemizin değeri olarak geleceğe taşıyan başta derneğimizin kıymetli üyeleri olmak üzere emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Dr. Gürsel Arseven
Başkan
Yüzyıllık Markalar Derneği
Nesiller Boyu Yaşayan Güçlü Markalar Yaratmak için
Yüzyıllık Markalar Derneği…