Meyer markasının hikâyesi, imparatorluklar çağından ulus devletler çağına uzanan, geniş bir coğrafyada yaşanan bir hikâyeler bütünüdür. Johann Meyer’in 18 Kasım 1843'te Atina’da dünyaya gelmesi ile başlayan Meyer markasının hikâyesi, Berlin’den İstanbul’a adeta bir bağ oluşturur. Meyer, 1876 yılında Yıldız Sarayı'nda saatçi arandığına dair bir iş ilanına başvurduktan sonra başvurusu kabul edilerek Sultan II. Abdülhamid'in baş saatçisi olarak hizmet vermeye başlar.
Johann Meyer, bir süre hizmet verdikten sonra, bir gün Sultana bir suikast planının yapıldığına şahit olur ve hasta olmasını gerekçe göstererek, saraydan ayrılır. 1878 yılının Mayıs ayında Sultandan icazet alarak, o dönem Karaköy'ü Galata'ya bağlayan tünelin inşası sırasında, Karaköy’de işlek bir yer olacağını tahmin ettiği ilk dükkânını açar, fakat sarayla irtibatını koparmaz ve bir taraftan da saraya hizmet vermeye devam eder. Konumun hemen tünel çıkışında bulunması sayesinde müşteriler bu dükkâna çok kolay ulaşım sağlarlar. Johann Meyer böylelikle bu girişimi ile günümüze kadar gelen markanın temelini atmış olur. Yeni tramvay durağı gibi işlek bir noktada dükkânını açmasıyla birlikte, Meyer'in mahareti şehrin her yanına yayılır. Dönemin usta saatçileri arasında nam salar ve işlerini hızla büyüterek ustalar yetiştirir. 1885 yılına gelindiğinde Johann Meyer artık şehrin bilinen saatçileri arasında sıralanır olmuştur. Öyle ki, Indicateur Oriental kayıtlarına göre Meyer'in 1885 yılındaki adresi şöyledir: “Grand Rue de Galata, 9, Palace Karakeuy”. 1886 yılında hayalini gerçekleştirir ve sekiz yıl emek verdiği saatini tamamlar. Saati Sultan'a hediye eden Meyer'in mükâfatı, şeref nişanı ve Sultan’ın mutluluğu olur. 1890'da dükkânın adresi artık Yeni Cami Caddesi (Tünel Caddesi), numara 35'tir.1897'ye gelindiğinde bu adrese bir yenisi daha eklenir: Cedidiye Caddesi, numara 155, Pangaltı. 4 1909'da Pangaltı adresi yerine Yüksekkaldırım numara 5 adresine geçilmiştir.
1914 yılı dünyadaki imparatorlukların sonunu getirecek olan savaşın başlangıcı olurken, Johann Meyer açısından bir başka önemli gelişmeye vesile olur. Kendisi gibi Berlin'de eğitim alan oğlu Emil Meyer, İstanbul'a gelir ve 1908 yılında şirkete dahil olarak, işlerin başına geçer. 1914 yılında ise şirket artık Emil Meyer'in yönetimindedir. Şirketi devralmasından sadece birkaç yıl sonra baba Johann Meyer 1921 yılında vefat eder. Emil babasının ölümünden sonra otuz dört yıl süreyle işleri başarıyla sürdürür. 1978 yılında şirketin yüzüncü yılı anısına bastırdığı kısa Meyer tarihini ve saat görsellerini içeren broşürde Wolfgang Meyer, babası Emil'in büyük önder Atatürk'ün zaferinden sonra 1922 yılında tekrar İstanbul'a gelebildiğinden, Tünel caddesindeki dükkânın idaresini tekrar ele alabildiğinden ve müşterilerin eksik olmadığından bahsetmektedir.
1954 yılında Emil Meyer’in vefatı ile devreye oğlu Wolfgang Meyer girer. Wolfgang 3. kuşak olarak "Meyer" markasını geliştirmek için canla başla çalışır ve bu girişiminde de oldukça başarılı olur. Bu hedefine 1981 yılında vefatına kadar, geleceğin saat ustalarını yetiştirerek muvaffak olur. II. Dünya Savaşı esnasında, 1944 yılında Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerginlikler, Türkiye’de kalan Alman vatandaşlarını da olumsuz etkiler ve ülkedeki Almanlar çeşitli illerde enterne edilir. Enterne edilenler arasında Wolfgang Meyer ve ailesi de bulunmaktadır. Anadolu macerası 1944 yılının Ağustos ayından 1945 yılının Aralık ayına kadar sürer. Enterne edilenlere çalışma yasağı getirildiği için saatçiliğe Kırşehir’de gizli gizli devam eden Wolfgang Meyer, Anadolu’da zor şartlarda da olsa güzel anılar biriktirir. Sürgünün sona ermesinin ardından Wolfgang Meyer, bir zaman sonra Türkiye'nin ilk saat fabrikasını kurar ve 1981 yılındaki vefatına kadar babası ve dedesi gibi saatçilik mesleğini sürdürürken, saat ustaları yetiştirmeye devam eder. Meyer ailesi Türkiye'ye birçok değerli saat ustası kazandırmıştır. Yetiştirdiği saat ustalarından birisi de Nahsen Bayındır'dır. Wolfgang Meyer, vefatından kısa bir süre önce yetiştirdiği ve el verdiği ustalarından Nahsen Bayındır’a "Meyer" markasını emanet eder. Nahsen Bayındır ve ailesi bu uzun soluklu işletmeyi bugünlere kadar başarıyla getirmiştir. Bugün hala Wolfgang Meyer’in eşi Bayan Meyer ile Nahsen Bayındır’ın dostlukları devam etmektedir.
Meyer markalı saatlerin hikâyesi, İstanbul’un muhtelif yerlerindeki sokaklarda karşınıza çıkabilir. Nahsen Bayındır'ın büyük oğlu, yeni nesil saat tasarımcısı Onur Bayındır, aynı titizlikle el yapımı saatleri geliştirerek, yüz yıllık marka hikâyesini ileriye taşımak için çalışmalarına devam etmektedir.